üçnoktabir



Join the forum, it's quick and easy

üçnoktabir

üçnoktabir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend

Aşağa gitmek

Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend Empty Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Mart 30, 2009 4:23 pm

çok sevgili Melis Danismend sabah gazetesinde köşe yazarlığı yapmakta !....
her pazar abim alır gazeteyi ve her pazar okurum (:
buyrun bulduğun birkaç yazısı....
-----------------------------------

Pastanede nostalji rüzgârları

1955'de Ankara'da açılan Flamingo Pastanesi'nin likörlü çikolataları, piramit pastası ve dondurması çok lezzetli.


Ankara Kuğulu Park'ta çocukluğumuzu yad etmek için salıncaklara, tahterevalliye bindikten ve kaydırakta kayıp düştükten sonra dondurma yemek istedik. (Bu arada belki biliyorsunuzdur, Kuğulu Park'ta kuğu kalmamış. Tek bir kuğu vardı, o da kafasını havuza gömmüştü: Depresyondaki kuğu.) Tunalı Hilmi'de yoldan geçen birine "Pardon, buralarda ünlü bir dondurmacı var mı?" diye sorup "Evet, ileride Burger King var," cevabını aldıktan sonra daha eski Ankaralı birinin yardımıyla Flamingo Pastanesi'ni bulduk. "Çok köklü bir pastanedir, dondurması da çok güzeldir," dedi. Burası, her köşede bir flamingo resminin, kabartmasının ya da kuklasının olduğu şahane bir pastane. Kuruluşu 1955. İlk olarak Ziya Gökalp Caddesi'nde açılmış, 1968 yılında ise Tunalı Hilmi'de. Pastanede bir Türk filmi havası mevcut. Yani sanki az sonra yan masanıza Hülya Koçyiğit'le Ediz Hun oturacak ve birbirlerinin gözlerinin içine bak baka limonatalarını içeceklermiş gibi. Fonda çalan müzikleri söyleyeyim, konsepti anlayın: Peppino Di Capri'den Roberta, Mina'dan Parole Parole... Dondurmaları söylerken "Benimki külahta olsun," deyince orada bildiğimiz sarı külahtan olmadığını, sadece kornet bulunduğunu öğrendik. Nedenini sorunca garson Mehmet Bey "Artık kimse külah istemiyor," dedi. Diğer dondurmacılarda da sadece kornet varmış. Ankara genelinde durum son beş senedir böyleymiş. Neyse, dondurmalar geldi. Hakikaten çok lezzetli. Prensipleri meyvenin özünün kullanılması. Ayrıca özel bir çiftlikte yetişen hayvanların sütünü kullanıyorlar (ki bu hayvancıklar üç sefer Tarım Bakanlığı'ndan birincilik almışlar). İçinde hiç katkı maddesi yokmuş. Pastane ayrıca likörlü ve portakallı çikolataları, florantine'leri (bir çeşit kurabiye) ve piramit pastalarıyla meşhur. Hatta vefat etmeden önce gazeteci Cüneyt Koryürek'e haftada bir kargoyla piramit pasta gönderilirmiş. Duvarlarda, flamingo resimlerinin yanı sıra bir de Zeki Müren tarafından yazılmış övgü dolu bir yazı vardı. Biz de tıpkı Müren gibi pastaneden çok memnun bir şekilde ayrıldık. Dışarı çıktığımızda yıl tekrar 2008 olmuştu.


M.Danismend
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend Empty Geri: Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Mart 30, 2009 4:23 pm

Arka sokaklarda neler oluyor?

Beyoğlu'nu biliyorsunuz da küçüğünden haberiniz var mı? Küçük Beyoğlu, kabaca bir tarifle "Sinepop'tan sola dön." O sokak. Eski halini bilenler bilir, leş diye tabir edebileceğimiz ama ısrarla gidilen (hayır sebep sadece ucuz bira olmuyor) mekânlarla doluydu. Şimdi gitseniz gözlerinize inanamazsınız. Adeta Truman Show sterilliğinde. İnsan biraz garipsiyor ilk başta. Fazla aydınlık, temiz, şekilli geliyor. Ama sonra alışıyorsunuz. Yan yana dört mekân var: Paralel, La Rambla, Fabrika ve Last Pub. Masalar sokağa taşmış durumda. Çok genç ve düzgün tipler servis yapıyor. Mekânların sahibi aynı. Beyoğlu'ndaki Kafe Pi'nin sahibi Engin Yaşar ile Ferdane'nin sahibi Nursel Onarır. Ağırlıklı olarak rock müzik çalıyor. 50'lik bira 5 YTL. Yaz sıcaklarında dışarıda oturup bir şeyler içmek isteyenler deneyebilir.


M.Danismend
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend Empty Geri: Sabah Gazetesi'nde Melis Danismend

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Mart 30, 2009 4:23 pm

Paparazzilerle mutlu mesut tatil


Nişantaşı'nda Orjin Apartmanı'nda bir kafe-bar olarak açılan ve İstanbul gece hayatının gelişmesinde büyük rol oynayan buz grubunda ciddi değişimler oluyor. Lal Dedeoğlu ve Ender Sanal ortaklığı yaklaşık 10 yılın ardından sona eriyor. Dedeoğlu, yeni projelere yelken açacakmış. Bunu geçen hafta Yalıkavak'taki buz Xuma'ya gittiğimde öğrendim. (Bilmeyenler için not: Xuma, Bodrum'un ünlü 'beach'lerinden biri. buz da bu sene burada yerini aldı. Yemekleri ve servisi yine gayet profesyonel. İçkileri de adına yaraşır şekilde buz gibi.)

ŞEZLONGA YAPIŞTIK
'Beach' konseptine bayıldığımı söyleyemem ama Dedeoğlu'nun aile içinde sevilip sayılmasından ötürü 'merhaba' demek için bir uğrayalım dedik. Böyle bir yere girdiğiniz an, dergi ya da gazete sayfalarındaki fotoğraf karelerine ışınlanmış gibi oluyorsunuz. Bir nevi A-ha'nın Take on Me klibinin magazinel versiyonu. Kafanızı nereye çevirseniz 'cemiyet hayatının ünlü isimleri.' "Onlar da insan işte, denize giriyorlar, güneşleniyorlar," diyecek oluyorsunuz fakat eğreti duran bir şey var. Sanki yaptıkları her hareketin izlendiğinden eminmiş ya da öyle olmasını arzuluyorlarmış gibiler. Nitekim izleniyorlar da. İskeledeki şezlonglara yatıp biraz pembeleşelim derken, yandaki çorak arazide elinde koca objektifiyle bir paparazzi belirdi. İnsan böyle durumlarda 'malzeme' olmayacağını bilse de tedirgin oluyor. Neticede bir ünlünün arka planında güme gitme ihtimaliniz var. Paparazzi arada objektifi bizim olduğumuz yere çevirince de şezlonga yapışıp kaldık. Adam belli ki zoom yapıp ünlüleri tarıyor. Biz "Aman ayağa kalkmayalım, birinin arkasında tabak gibi görünmeyelim," gibi kadınca dertlerin peşindeyken yandaki şezlongdaki iki tip de "Baksana oolum paparazzi. Şimdi şunları bir ıslatıcan su tabancasıyla," geyiğindeydiler. (Herkesin derdi ayrı.) Bu noktada garip olan, 'yakalanan' ünlülerin sahile daha da bir yaklaşması. Tartışmalarını ya da sohbetlerini kadraj hesabını iyi yaparak gerçekleştirmeleri. Zaten sonradan öğrendik ki kimileri paparazziyi cepten arayıp "N'aber Çetincim, çektin mi fotoğrafımı rahat rahat hah ha ha," diyorlarmış. Biz bunları Marslı görmüş gibi ağzımız beş karış açık dinleyelim, etraftaki herkes durumu kabullenmiş, eğlencesine bakıyordu. Paparazzilerle mutlu mesut yaşamaktaydılar. İnsanların memnuniyeti saat 18:00'den sonra iyice arttı çünkü gece yarısına kadar sürecek parti başladı. Etraf Rio karnavalına döndü. Enteresan bir deneyim, mümkünse yaşamanızı tavsiye edebilirim.


Melis DANİŞMEND
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz