üçnoktabir



Join the forum, it's quick and easy

üçnoktabir

üçnoktabir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ŞiiR ArşiviM :)

1 sayfadaki 2 sayfası 1, 2  Sonraki

Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 4:51 pm

sapladım ve sustum!...
sustum ve gülümsedim!...
Sadece sustum ve gülümsedim!
boğarak içimdeki dalgaları...
kıyısız denizler gibi...
Sadece sustum… sustum ve gülümsedim!...
gülümsedim ve sustum içimdeki çocuğa!...
açan çiçeğe, uçan kuşa, gökteki aya!...
yüreğim kan ağlarken de gülümsedim.
gülümsedim acılara, ihanetlere…
gülümsedim baharlara!...
yağmurlara,bulutlara
rüzgarlara, sulara
gülümsedim!...
gülümsedi!..
gülümse...
gülüm...
gülü...

gül...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 4:52 pm

Aşkı sordular, sustum
Sevgi dediler, sustum
Özlem dediler, sustum
Ümit varmı dediler, sustum
Kader dediler, sustum
Gidelim dediler, durdum!

Seni sordular,
hele bi yarın olsun dostum!
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 4:52 pm

Sustum ve gülümsedim..
bir çığlık kanıyor demedim,
en derininde yüreğimin...

Gülümsedim...
gülümsedim ve sustum...
içimdeki volkanları boğarak...

Sustum ve gülümsedim..
susturarak içimdeki sabır taşını
hüznü yüzümde,
acıyı gözlerimde toplayarak...

Demedim kimselere
bir çığlık kanıyor,
en derininde yüreğimin...
bilirim acının dili olmaz...

Sustum!
sadece sustum ve gülümsedim!
bastırarak içimdeki depremleri...
hançeri sadece kendime sapladım.
sapladım ve sustum!...

Görmedi kimse,
kimselere göstermedim.
içime akıttığım gözyaşlarımı...
öldürdüm,
ıslatmadan kirpiklerimi...

Ama ağlamadığım hiç bir çiçek
konuşmadığım hiç bir yıldız kalmadı
bu şehrin parklarında...

İnadına,
açmadım yüreğimi kimselere
kimselere ağlamadım, inadına
hançeri sadece kendime sapladım.
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:48 pm

Yoktun!
sustum
ve susmak kırgınlıksa
sustum işte
bir dağbaşı ıssızlığında

Sustum
kilitlerimi kapadım sustum
yaralarımı sardım sustum
demedim kimselere
bir çığlık kanıyor
en derininde yüreğimin!

Yolcuyum
uzak
çok uzaklardan geldim
yorgunum
ellerim boş, boynum bükük
gözyaşı dolu heybemde
kalbimi alıp getirdim sana
ayrılıklarla delik deşik kalbimi
başka bir şeyimde yoktu getirecek

Dalımda güz türküleri
koynumda ateş
seni aradım bir kentin sokaklarında
yapayalnız
ve
yorgun
yoktun

Çocuklara sordum ağladılar
ırmaklara sordum çağladılar

Çiçeklere sordum boyun büktüler
ağaçlara sordum yaprak döktüler
sığındığım kuşlar da uçtu gitti
bir başıma kaldım ortalarda

Senki yetim bir bahçede
bir tomurcuktun hayatın kollarında
çiçeklerin nazlısı, küskünüydün gönlümün
bütün gün seni aradım
yorgun
ve
yalnız
acılı bir yel gibi
dolaştım durdum sokakları
yoktun

Pınarlara sordum akıp gittiler
yıldızlara sordum bir bir söndüler
sigaramı efkâr ettim savurdum gökyüzüne
sonbahar sardı boynumu yaprak yaprak
sonra yavaş yavaş bedenime girdi acı
senden ne bir ses vardı, ne de bir nefes

Gülüşünü, gözlerini, sesini takıp koluna
vedalar bıraktığım durakta şiirler okudum
aklımı yitirdiğimi sanıp,
acıyan gözlerle bakıyordu herkes

Sonra gözlerimi,
ağlamaktan yorgun gözlerimi
ulaşamayacağım uzaklara yolcu ettim
kara trenlere mendil sallayarak.
duygularımı bir vagona kilitleyip
bin ah sürüp dudaklarıma
sustum!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum
...
İstedimki,
kalbinin durduğu yer
kalbimin durduğu yer olsun...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:48 pm

Sustum… Bu vakte kadar,
söz kalesinin burçlarında niçin mahpustum?
Viran olmanın noksan kıldığı bir tutam acıyla,
mürekkep renginde içimi kustum…

Siyahın üstüne renk tanımakla yapılan hatayı,
saçımda an be an artan aklardan öğrendim…
Ve öğrendim susmayı,
akıtmaya kıyamadığım sağanaklardan…
Uyan ey zaman! Bedel iste bitirdiğim yarınlardan…

Sustum… Kelamın koridorlarında infilak eden sedamı,
yunmuş yıkanmış kızıllıklara yar eyledim…
Sustum ve nihayet kar eyledim…
İncecikten bir sızıyla inlerken neyler,
son sözümü,
sona ermeden evvel suskunluk alfabesiyle söyledim…
Evet! Belkide bir zamanlar meyustum…
Ama korkmayın artık… Sustum… Sustum…

Sustum… Cana, canana, zamana, mekana, zekana,
korkana, yürek burkana, gökten sarkana, yerle bir olan arkana…
Tuş oluşunu gördüm, sustum…
Yaratık mesabesine indirgenmişlerin haliyle sustum!
Tersine açan bir çiçek gibi,
topladım yapraklarımı gün ışığından,
goncamın içine pustum… Sustum… Sustum…

Sustum… Olmayan saygının kaygısını çekerek…
Bağrımdaki çorak toprağa Mecnun’un efkarını ekerek…
Bir ceylanın toynaklarıyla ezildim, geçip gitti sekerek…
Ormanlar uğuldadı gözümdeki son billuru da dökerek…
Hıçkırmak istedim olmadı, sendeledim olduğum yere çökerek…
Harman vakti bir başak kesildim,
biçmekten imtina etmeyen kader adlı orağın önünde boyun bükerek… Sustum…

Sustum… Konuş deseler de…
Söz gümüşünü biriktiririm artık yamalı keselerde…
Özüm her ne kadar kavrulsa da,
Leyla menşeli vesveselerde… Veya…
Kısıtlamış hülyalarım,
açı ortayını yitirse de lüzumsuz hendeselerde…
Söz dedim ya…
Hani ağlamaklı baktığında kelam kesilen mevzu…
İşte o artık bundan böyle, sözü geçmez köselerde…
Sustum… Hakikatte susmak dil çeliğini örseler de…
Neyse… Sustum…

Sustum… Gemiler kalkıyordu limandan…
Fora yelkenlerin kirlettiği simandan,
bir hüzün aksetti sonra…
Küçük bir çocuk çehresiyle kanadı ufkun derinlikleri…
İçimdeki ateşler terk ederken o ıtri serinlikleri…
Yaseminler de bivefa, kokmayınca bu bahar!
Hanımeli saltanatını devirince Akdeniz’in rutubet kokan nefesi…
Ansızın yıkılınca zincirlere hükmeden aslanların kafesi… Sustum…

Sustum… Sebepsiz yere…
Ruhum yara bere… Eyvahları yollamadan mutebere…
Biliyor musun ah aziz dostum…
Ben sustum...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:49 pm

Sustum… Öylesine… Bir nefeste… Aheste… Varsın güller açılmasın bundan sonra… Varsın olsun! Eksik olsun… Çoklar aza, anlar hiçliğe, canlar ecele devrile dursun… Koygar şahinler uçurmam bundan gayrı, turna kanadıyla yaralanmış göklerimde… Kıyılmış ne varsa beyhudedir bundan böyle… Sustum… Dertli kalem… Artık sen söyle!

Sustum… Bu vakte kadar, söz kalesinin burçlarında niçin mahpustum? Viran olmanın noksan kıldığı bir tutam acıyla, mürekkep renginde içimi kustum… Siyahın üstüne renk tanımakla yapılan hatayı, saçımda an be an artan aklardan öğrendim… Ve öğrendim susmayı, akıtmaya kıyamadığım sağanaklardan… Uyan ey zaman! Bedel iste öptüğüm dudaklardan…

Sustum… Kelamın koridorlarında infilak eden sedamı, yunmuş yıkanmış kızıllıklara yar eyledim… Sustum ve nihayet kar eyledim… İncecikten bir sızıyla inlerken neyler, son sözümü, sona ermeden evvel suskunluk alfabesiyle söyledim… Evet! Belkide bir zamanlar meyustum… Ama korkmayın artık… Sustum… Sustum…

Sustum… Cana, canana, zamana, mekana, zekana, korkana, yürek burkana, gökten sarkana, yerle bir olan arkana… Tuş oluşunu gördüm, sustum… Yaratık mesabesine indirgenmişlerin haliyle sustum! Tersine açan bir çiçek gibi, topladım yapraklarımı gün ışığından, goncamın içine pustum… Sustum… Sustum…

Sustum… Olmayan saygının kaygısını çekerek… Bağrımdaki çorak toprağa Mecnun’un efkarını ekerek… Bir ceylanın toynaklarıyla ezildim, geçip gitti sekerek… Ormanlar uğuldadı gözümdeki son billuru da dökerek… Hıçkırmak istedim olmadı, sendeledim olduğum yere çökerek… Harman vakti bir başak kesildim, biçmekten imtina etmeyen kader adlı orağın önünde boyun bükerek… Sustum…

Sustum… Konuş deseler de… Söz gümüşünü biriktiririm artık yamalı keselerde… Özüm her ne kadar kavrulsa da, Leyla menşeli vesveselerde… Veya… Kısıtlamış hülyalarım, açı ortayını yitirse de lüzumsuz hendeselerde… Söz dedim ya… Hani ağlamaklı baktığında kelam kesilen mevzu… İşte o artık bundan böyle, sözü geçmez köselerde… Sustum… Hakikatte susmak dil çeliğini örseler de… Neyse… Sustum…

Sustum… Kızarak giyilmiş bir ceket misali omzumdadır sükut! Yüreğimin kulağına ağır gelir oldu bu küpe, her bir taş yakut… Bir köşeye sıkışıp kalmış hatıralara yaslanmak değil yahut… Yada çarparmış putperestini, putperestin çamurda yaptığı put! Ne fark eder… Atlas döşeklere uzanmak yada herhangi bir çaput! Uykunun görünmez kolları, meğer her saniye soluduğum tabut… Sustum… Sustum…

Sustum… Gemiler kalkıyordu limandan… Fora yelkenlerin kirlettiği simandan, bir hüzün aksetti sonra… Küçük bir çocuk çehresiyle kanadı ufkun derinlikleri… İçimdeki ateşler terk ederken o ıtri serinlikleri… Yaseminler de bivefa, kokmayınca bu bahar! Hanımeli saltanatını devirince Akdeniz’in rutubet kokan nefesi… Ansızın yıkılınca zincirlere hükmeden aslanların kafesi… Sustum…

Sustum… Sebepsiz yere… Ruhum yara bere… Eyvahları yollamadan mutebere… Biliyor musun ah aziz dostum… Ben sustum!
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:49 pm

Buralarda gece uzun
Gün ışığı yakındır..
Var git artık bakma ardına..
Ölüme fazla sokulma ama..
Düşün ki;
Mevsim rüzgarlarının savurduğu bir orman insan..
Sev onu, sokul, konuştur..
Doludur fazla üstüne varMa..

Hep susmak.. Susmak..
Yetmiyor bazen..
İşte bu yüzden bütün ışıkları yanmalı yeryüzünün..
Ozanlar herşeyi anlatmalı..

Var git artık!
Acıyı aşındırma..
Tut ve at sevdaya uzanan çağlayana..
__________________
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:49 pm

Susmak;
Bu eylemsizlik eylemi en çok bana yakışıyordu.
Hatırlarım
Gözlerimden kan!
Ruhumdan yaş akarken!

Sustum
Susma gereğinden daha fazla
Ruhumla konuşuyorum
Kimseler duymuyor…

Sustum
Ruhumla hesaplaşıyorum şimdi
Yalnız
Kalabalıklar içerisinde
Sustum
Hayat benimle sustu!

Sustum
Tuz basıp ruhuma!
İçinde aşk taşıyan berduş gibi
Yaslandım suskunluğun eteğine
Kalabalıklara gülüyorum
Yalnız geziyorum cümle alemi
Bir neyzen biliyor(du)!

Sustum
Senin gidişine bile
Hep söylemişimdir ;
“insan yakışanı yapmalı”
Ben hep sustum
Sen hep içime acını kustun
“seni terk ediyorum” dedin
sustum
“yalvarmayacak mısın?” dedin
acı bir tebessüm
sonra….
Sustum
Söylenecek çok söz vardı ya sana!
Sustum
Ne ben “kal” diyebildim
Nede sen!
Ne yüreğime baktı
Nede gözlerime
Suskunluğumu bile bile
Dudaklarıma….!
Giderken
Tüm acılarıma rağmen ,
Sustum

Zaman akıverdi içime, akıntıları sürükleyerek ...
Canım yanıyor ilk günden daha fazla
Ama ben hala!
Su/su/yorum
Sana sevgili!
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:49 pm

Gidişinle LaL oldu kelimelerim.. .. Sustum .. Parçalandım.. Güç gösterisi yapmaya çalıştım, en çok o zaman ele verdiğim zayıflığımı..
.. .. . ..
Sen benim eksik yanımsın.. . eksilen yanım.. şizofren yalnızlığım.. ..
gelme artık.. düştüm. .. senden.. . düşümüzden. .
seni kalbime sakladım..
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:50 pm

Gözlerim qecenin siyahında dans ederken,
Tadını unuttuqum bir duyqu kondu yüreğime..
- Sen?
- Kaybettiğin ''mutLuLuk''..
- Neden geLdin ?
- Sen çağırdın !
Son kez
Kırdım yüreğimin kiLidini...
Şimdi iyi dinLe…!
Sen;
Sevqiye aç yüreğim…
Tükenen umudum..
Kendini kaybetmiş cümLeLerim..
Acıtmayan hüznüm..
Akmayan gözyaşım..
Vazgeçmeyi biLmeyen özLemim !
Sönmeyen ışığım…
Renksiz düşLerim…
Başı boş yalnızLıgım...
Yine sen;
Dur durak biLmeyen zaman......
Kurduğum hayaL..
Korktuğum gerçek.
İçimi titreten ''aşk''..
Ve Sen;
ÖzLediqim asi yanım..
KorkuLarımın çığLığı…
-Duy beni - SakLadıqım sır…
Geç kaLdın bana, ''BEN'' gibi...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:50 pm

Bir gün sustum,
değer miydi serzenişinin
adı konmaz cevaplarıyla,
nereye saklanacağı şaibeli bir nefretin şerefine...
Günlerin sevdaya boyanmış kırmızılarına,
mor krizantem anlamları yükledim...
Bildiğim doğrular hala doğru mu bilmezken,
sen yokken üzerini çizdim tüm Seni Seviyorum’ların...
Geçti mi diye sorsalar,
geçmiyor ki zaman..



Bir gün sustum,
sanki avazı çıktığı kadar çığlık atar gibi,
sanki sert sesli harfleri içime sokar gibi,
gibileri fazla itiraflar gibi...
Ölümden kederli, aşktan bedelli,
yaşlanmış köpek misali
itip kakılan bir acının ortasında...
Bir halta yaradı mı diye sorsalar,
o bir halt etmiş,
hayatsa umarsız..


Bir gün sustum,
yarim mesken tutmuşken tüm utançları,
ar diye sarılmışken tüm günahları,
teninde iz bırakmışken bilmediğim yasakları...
Sevdiği yerden kanattı ya,
unuttu mu diye sorsalar,
eller yarasını saramadı ki,
kalpten müsaade çıkmadı ki,
kara saçlarından o mu suçlu ki...


Al bu şiiri de sana sustum,
kalmasın diye hiçbir ahın,
helal olsun gözyaşlarım
ve olmaz olsun gel diyen haykırışların!
Şimdi garezim bana,
pişmanlıklar sana,
küsüşler tüm dünyaya...
Susuşum kendimden,
gidişim kendinden,
bitişin kendiliğinden...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:51 pm

Sus kimseler duymasın Sus
seni nasıl sevdiğimi kimseler bilmesin Sus
sen hep uzaklara bakıp bakıp dalarken
ben kendimce ağlayıp kalpimi kanatırdım
sen hep yıldızlara bakıp bakıp dalarken
ben sessizce ağlayıp
kalbimi kanatırdım
Git ardına bakmadan Git
geride neler bıraktın diye bir kere
bakmadan Git...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:51 pm

Sus gönlüm. Çok dile getirme.
Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor
daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.

Sus gönlüm.
Çok laf etme.
Az söyle ki işimiz olgunlaşsın.
Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.

Sus gönlüm.
Bir elif miktarı sus.
Az kaldı bahara.
Dayan gönlüm.
Denizin içinde meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum.
Beklemekten başka çare olsaydı,seni durdurmazdım…
İnan bana…Ama yok.
Başka çare yok.
Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez,çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz…

Sus gönlüm.
Bu kışın bahara dönünceye kadar.
Bu gece gündüz oluncaya kadar
.Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar.
Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar.
Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus…

Sus gönlüm.
Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk’u buluncaya kadar.
Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar,ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadınığını anlayana kadar sus…

Sus gönlüm.
Onun geleceğini görünceye kadar.
Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar.
Onun gönlünün senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.

Sus gönlüm.
Sebepler var edilinceye kadar.
Bahaneler oluşuncaya,birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.

Sus gönlüm.
Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.

Sus gönlüm.
Her susuşun bir cevap olsun.
Her susuşun,sabrın olsun.Her susuşun,duan olsun.
İçten yakarışının adı olsun,susuşun.
Bekleyişinin.umut edişinin,inancının,sevdiğinin vurgusu olsun,susuşun…
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:51 pm

Sus! Ma-

Sus!
Gecemizin çığlıklarını duyayım



Ağlayan gözleri görmeden,
Gecenin karanlığında kaybolayım
Konuşma, sesini çığlıklara karıştırma!
Yalnızca izle ve dinle!
Karanlığın geceye olan hâkimiyetini…


Sus!
Kayıp yıldızlar zifir yalnızlıklarına ışık yakmış bekler...
Gece gündüze seyreder
Alışılmamış bir yalnızlık senfonisi ilişir kulaklara
Masum ve güzel o büyülü ses herkesi etkiler!
Hiç bu kadar güzel olmamıştı yalnızlık
Vazgeçişler başladı, yalnızlığından kopuşlar
Olmayacaktı biten bir hikâyenin anatomisi çizilemezdi
Ve her ne olursa olsun bu hikâye deki kahraman tek değildi
Yarım kalmış cümleler gibi bu şehirde…
Gözlerine inmiş bir perde bu hikâyede

Ve ve ve
Bir yıldırım yalanır karanlığın sükûnetinden
Bir adam imgeleri hep beyaz
Mücahit bir sonbahar giydirmiş bedenine
Yağmur içen
Kan nöbetçisi batı düşlerinden
Yalnızlık ne güzel
Yakıştırma bedenin kalıp ölçülerine
Duvarları sindirip fikri-i düşüncen
Yardana kırbaçlayıp ruhunun içindeki umudu
Ve

Şeytansı tortuyu
Tutunamadık yalnızlığın ahir zamanından,
Yapamadık zamanın zamansızlığında,
Başaramadık yalnızlığı…
Sus!
Karıştırma daha fazla
İçimde savrulmuş duygu şehrini
Taş koyma sokaklarıma,
Çelme takma ayağıma
Sadece sus
Çığlıklarımın arasındaki gecenin koyu yalnızlığında


Sıyrılıp siyahın korku prangalarından
Nu insanlık koştuğu zehir zemberek taş sokaklarıma
Dikme zakkum zehrini
Sus!
Hayat tiyatrosunda bir es koyup
Locanın zimmete geçirilen sandalyesine
Sıyır at içindeki karanlığı
Gözlerinden bir bahar aksın
Mavi, yeşil, eflatun
Kızıl yıldızlar
Dökülsün avuçlarına
Çığlıklarıma tecavüz eden kadın
Sus
Dokunma yalnızlığa
Bana kalsın oda!
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:51 pm

Sus giydirdim bütün kelimelerime,
kalabalığa tövbekar yalnızlıklara kürekledim
azap denizini,
sandalım su alsa da aldırmadım…
yalnız kalmalıydım
CAN'sız olmalıydım birazda…

Bileklerim çok kanasada,
avuç içlerime adını kazıdım gece boyunca…
kanmı kokardı ki yalnızlık,
acımadan canmı yakardı
seccademdeki yalnızlık en mübarek olanıydı…

Kalp odalarıma ne zaman bir kaçış öyküsü işlense
bu medli cezirli öykünün,
kirli sakallı kahramanı oluyordum şuursuzca…

Sert rüzgarlar esiyordu en mavilerime…
seslensem de
-esme rüzgar mavilerime diye
duymayacaktı.
esrarlı siyahlığını serpiştirecekti gündüzüme…
ama ben senli yanlarımı ezecek,
düşünmeden yüzecektim azap denizini,
kanayan yaralarıma tuz deyiyor olsa da
rolümü oynayacaktım umarsızca…

Kendimden kaçmayı beceremeyip, boğulmayacaktım
kaza süsü verecektim sevmelerime,
ve parçalı bulutlu sevmelerin,
kanlı bıçaklı katili olacaktım
kendimce….



Sahilde yitik bir sen karşılayacaktır beni
öykü bu ya kahraman mutlu sona alışkın olmasada,
yazılan yazılmıştır...
birazdan mutlu olacaktır..
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:51 pm

Susma,

Sen konuştukça cennet kokusu kaplar dünyayı… Kuşlarım kanat çırpar, yelken açar martılar denizler üstünde çığlık çığlığa… Sesinle baharlanır toprak, yeşillenir baharlandıkca umutlar… Uyanır karıncalar uykudan… Dizelenir yollara sıra sıra, öbek öbek yağar düşlerim. Yağmur gibi, sel gibi sesinle, ıslanırım… Islandıkça büyür içimdeki yaslı çocukluğum…

Susma,

Sen konuştukça dünya adalet çiçekleriyle beslenir… Kolu kırılmış sevdalar, bağrı yanık şarkılar, ayrılıktan dem vuramaz artık… Dirilir yaşama direncim… Her kıtasında sevinç, her cümlende huzur melodileri güzelleştirir geceyi… Gündüzden kaçamaz olurum, kucak açarım aydınlığına… Can bildiğim bütün canlar feda olur yolunda…

Susma,

Konuş, sen konuştukça şekillensin dünya, yeniden doğsun güneş… Yaz sıcağında serinletsin, zemheride ısıtsın yürekleri sesin… Yeniden kazansın savaşını sevgi, nefretten uzak yaşasın benliğim… Sesinde sevdadan yana ne varsa bilmediğim, görüyorum… Görüyorum yalansız nasıl haykırılırmış dünyaya… Çıkarsız nasıl sevdalar varmış görüyorum, kendini düşünmeden harcamak da varmış sevilen için, sesinde kaybolmak varmış… Sen konuştukça, duyuyorum…

Susma,

Sen sustukça bir hüzün oturur, çöreklenir bağrıma… Dünya sesinle güzel, nefes almak seninle kolay… Suskunluğun bir bıçak gibi kesiyor iyimser duyguları… Sen sustukça, kayboluşum başlıyor bilinmezlik dağlarında, ormanlar kesiyor önümü… Bir adım atıyorum salkım salkım meyvesiz bağlar, budak budak büyümüş yüksek ağaçlar kesiyor yolumu… Ulaşılmaz bir dağ oluyorsun, çıkamıyorum… Suskunluğun adım attırmıyor bana… Uçurum oluyor sessizliğin… Kabusum oluyor… Sen , susuyorsun…

Susma,

Sen sustukça, yürüyemez olur ayaklarım… Yere doğru eğilir başım… Bundandır nefes alamayışım… Sustukça sen, yakama yapışır kederler, yüzümden silemem gözlerini. Hıncımı rüzgardan alırım, yaşamayı şikayet bilirim sen sustukça, isyan olurum… Yaradandan sesini dilerim. Yağmur olsun yağsın isterim hiç aralıksız kalabalığıma… Sen, yalnızlık olursun konuşan mısralarımda… Sessizlik olursun çığlık çığlığa… Susarsın, ben sana kanamam… Kan gibi çöreklenirsin yüreğime, çorak dünyama yağarsın… Her gün bir parça çalarım kendimden, sen’den… Bu büyük boşluk senden kalır bana geriye… Yalnızlık olurum…

Susma,

Sen sustukça kayboluyorum...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:52 pm

SUSMA

Gel yar bak gözlerime
Hadi haykır sevdiğini
Gel ve bir şeyler söyle
Söyle aklından geçenleri
Çıkar kalbinde gizlediklerini
Dök içinde ne varsa
Ne olur susma,bir şey söyle…
Sevdaları dök dilinden
Aşk de,sevda de bana
Her şeyimsin de,canımsın de
Ne olur söyle…

Şimdi çık karşıma yar
Hadi duy artık sesimi
Yalan bunlar sevmiyorum de
Bunların hayal olduğunu söyle bana
Sonra dön arkanı ve sil beni tamamen…
Hiç acıma bana,yıkılırım diye düşünme
Ağlayışlarımı ve hıçkırıklarımı duyma
Düşünme ne yaparım,nasıl yaparım diye
İçimin acıdığını, geceler boyu yandığımı görmeden
Yık tüm hayallerimi ,kır bütün ümitlerimi
Sevmiyorum seni de ve çek git . . .

Susma yar ne olur susma
Yık…Yak…Öldür ama
Ne olur bir şey söyle
Ne olur susma....
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:52 pm

’Yalnızlığını anlat bana… ‘’

Aldım elime kalemi boş bir sayfa buldum sen’li yazılarımın arasında…
Yalnızlığı beklemeye koyuldum beyaz düşlerime esir olan karanlık odamda…
Geldi sensizliğin çarpıcı boşluğunda..
Nefesim daraldı yuttum içimde her ne varsa…
Dört duvar dillendi sessizliğimden !


Sustu yakarışlar…
Taştı sessizlik içimden…
Kelimeleri karanlığa bıraktım hissedilebildiğince !
Ben konuştum ‘o’ dinledi…
Ansızın sustum… Sessizliğini dinledim..
Dinledikçe
Sevdim sonu çığlık olan yalnızlığı..

Sarıldım kuytu gecelerde birtek o’na…!
Ne bir şikayet ne bir bıkkınlık..
Sevdim gecelerimde adı yalnızlık olan sessiz çağrını…
O’na rehin bıraktım ruhumun derinliklerini..

Yine yalnızlığa alabildiğine konuştuğum bir gecede
Hayallerim düştü gözlerimden birer birer..
Yüreğimi gördüm karanlığın en ücra köşesinde..
Lime lime oldu gözlerimin önünde..
Tutamadım..
Yetişemedim yüreğime !

İşte o gece yalnızlığa yakardım sayfalarca..
Ben konuştum..
Yine ‘O’ dinledi..

Öyle sessizdi ki..
İsyana meyilli sorularıma cevap olamadı yalnızlığım..
O sustukça ben haykırdım çaresizce..
Olmadı..
Sensizliğe çare olamadı…

Duvarlarım yıkıldı benliğimin üzerine..
Nefesim daraldı bu kez acıyla…
Yutkundum her kelimeyi yüreğime batırırcasına !
Sebebim oldu her hecesi yüreğimi yakan kelime…

Yalnızlığı yalnızlığa anlattım gecelerimde...

Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım karanlığın yaralayıcı boşluğunda
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:52 pm

Susmak Kabullenmektir Habersiz Geleni
Bazen Acı Çekmektir
Haklılığına Bile Bile Boyun Bükmektir
Kelimelere Küsmektir Üzmemek İçin Sevdiğini.

Susmak Dinlemektir Alabildiğince Hırçın Düşünceleri
Bazen Gözyaşını Saklamaktır
Hüznü Sessizliğe Zincirlemektir
Göstermemek İçin Toprağa Düşeni

Susmak Sevmektir Adını Bile Haykıramadığın Kişiyi
Bazen Ödün Vermektir
Hicranıyla Yüreği Dağlamaktır
Gitmesin Diye Sıkı Sıkı Örtmektir Yüreğini.

Susmak Hapsetmektir Aşamadığın Çaresizliği
Bazen Geleceği Beklemektir
Hatıralar Uğruna Sineye Çekmektir
Dostluk Adına Çiğnemektir Gururunu


Susmak Ölmektir Yaşamak Adına Hayatı
Bazen Kaçıp Gitmektir
Hayatla Kaderi Birleştirmektir
Teslim Olup Kaybetmektir '''MÜCADELENİ'''.....
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:52 pm

Susma ne olur

Bir şarkı daha söyle.

Bak gözlerime ve bir çift yürek olsun gözlerinde

Ya da sus, Kal öylece

Bırak saatlerce, günlerce, gecelerce dokunmadan

Kısıtlanmadan

Kimse hor görmeden seveyim seni

Sadece gözlerimle,

Kristal gibisin yüreğimde.

Güzelliğine dayanılamayan,

Dokunmaya kıyılamayan,

Senden bile habersiz sadece benim olan.

Konuşacak ne çok şey var oysa,

Yarım yamalak sevdaların yorgunluğundan sıyrılıp

Yağmurlu bir sabahta erkenden uyanıp

Bir saat sesiyle geldim dizelerine.

Yaz, çiz, karala

Yağmala beni şiirlerinin arasında harmanla…

İlkokul çocuğuyum ellerinde,

İster çek kulağımdan at kenara

İster sarıl, kokuma boğul, kucakla…

Varsa yüreğin, at beni ateşe

Bakma arkana, git Allah aşkına…
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:53 pm

Masallar diyarindan geldim, dedim...
"Kanatlarin nerde?"
Kirildilar, kirdilar dedim...
"Peki o karalar ne? omuzlarindan gözüken"
Mutlu sonla bitemedik dedim...
Kara bir sevdanin laneti dedim...
Sustun!!!

Sorularin ardi arkasi gelmedi bir daha konusmaya mecalim de kalmadi zaten.
Tek kelime dökülmese de dilimden, beni anladigini okuyabiliyorum gözlerinden...

Biliyorum...
Gözlerinde herseyin açik seçik yazdigi benim aslinda da
Dedim ya;
Artik konusmuyorum...


"Hiç birinin son cümlesi kötü bitmezmis..."

Bitti iste!
Hem de daha gel(e)meden son cümleye
Basli basina,
Enine boyuna..
Nerden bakarsan bak bu sevdaya
Yitikmis
Hem de boydan boya...

Korkularim vardi sana dair
Ve masallara...
Kabuslari, yalanlari, aldanislari saymiyorum bile
Yine de...
Masal gibi sevdim,
Öyle sevdim seni
Seni...
Delilik bu bendeki...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:53 pm

Ben Susayım / Sen Beni Dinle

Çıktığım her yolun mevsimi,
Güze düşer…
Senli düşüncelerden kurtaramam kendimi…
Umutsuz bir bahçe rengi,
Yüreğim izbe düşer…
Soğur sokaklarım/ Düştür…
Bir yıldız gibi aşkım,
Sebepsiz kayar düşer…
Gül düşer dillerinden…
Her sözünde gülüş diye,
Keder düşer…
Mahrem bakışlarında gözlerimin,
Ümide gölge düşer…
Ben susayım… İçimde ki yanar dağları anla, anlayabilirsen… Çözümsüzlüklerimde çırpınışlarımın temel taşlarını eşele… Gücün yeter mi? Her aklımdan geçen cümlenin kaynağını aktarayım sana… Her attığımın adımın nasıl boşlukta kaldığını? Her tutmak isteyip de tutamadığım elin, nasıl havaya asıldığını… Nelerin… Nelerin muhasebeleriyle canımı yaktığımı… Ben susayım…
Ben susayım… Feryat figan çalan şarkılara nasıl eşlik ettiğimi dinle… İçmişimdir muhakkak… Bi dolu düşünce devinimlerinde bulmuşumdur kendimi… Oturtmuşumdur çıkamadığım çemberin içine yüreğimi, Tepiniyorumdur… Buz kesmiştir ortalık… Ve alabildiğine sakin… Bir başıma ve sarhoşumdur, sığındığım bir kayanın kovuğunda… Haa o yaşayan rüzgârda yoktur, benim gibi kimsesiz o denizin kenarında… Sızmışımdır… Ben susayım…
Ben susayım… Al gel elinde biriktirdiğin hayâllerini… Göm toprağıma… Ve susuz bırak… Güneşe emanet et, hem de hiç batmamacasına… Gücün yeter mi? Var mısın, yok musun oynayalım mı seninle? Aç kutuyu öyle ise… Ama bal mumu kırıntılarını atma yerlere… Süpürmeye mecalim yok… Ben susayım…
Ben susayım… Bütün ölülerin yakarışlarını dinle içimde… Mezara girmemek için çırpınışlarını… Bir ayağın altında ezilmiş, bir sonbahar yaprağının hışırtılarını… O yaprağın altında ezilmiş, bir sebepsiz böceğin, canhıraş yalvarışlarını… Ve bir cenaze namazına muhatap olamayışlarını… Pisipisine… Sebepsiz… Ben susayım…
Beni bilirsin işte… Yani, az çok bilirsin… Ya da çok az… Aşk dolu sevişlere hürmet eder şiirlerim… Kölesidir susmamacasına, şu tükenmez kalemim… Beni bilirsin… Yani az çok ya da çok az bilirsin… Sustuğum zaman sevişir seninle hislerim… Elini tuttuğım ve dudakların niyetine içtiğim parmak uçlarında ki şarabın sarhoşluğudur, kelimelerim… Yani ben susayım… Ben susayım / Sen beni dinle…
Ben,
Su rengi bir gülüş olacaktım,
Dudaklarında…
Ve güneş rengi bir sıcaklık,
Sol yanında…
Uzanıp bir martıya sığındığında,
Boşlukları(nı) dolduran,
Bir çığlık olacaktım,
Sana aç bir martının,
Kanatlarında…
O zaman,
Ben susayım, sen beni dinle . . .
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:53 pm

KAYBOLDU(M)

öyle böyle bir kaybolmak değil benimki.

yolları şaşırmak değil, yüzleri unutmak değil.
endişelenmek değil, korkmak hiç değil.
ben şiirde kayboldum. birşeyler oturmuşken boğazımdan karın boşluğuma kadar, durdum öylece. her şey tanıdık, her şey bildikti. ellerim göğsümde, aynaya baktım. aksimde kayboldum.
hiçbir şey yapmadım bugün. daldım durdum. düşündüm, sordum, bir cevap almadım, bir yere de varmadım. düşüncemde kayboldum. ömrümün kalanından yedim, içimden yedim, kendimden. doymadım.
akşam oldu yine. akşam hep oluyor çünkü. akşamları severim. tanıdık karanlığındaydım odamın, uyku tutmadı. yastığımın kokusunda kayboldum.
kalktım, şiir okudum,sessiz, nefessiz. şiirlerin içten okunması gerekir çünkü, gözlerdeki parıltıyla sade. okudum. mısralarda kayboldum.
konuştular şairler benle bu akşam. hepsinin hayalini omzuma oturttum. onlar konuştu, ben dinledim. sessizliğimde kayboldum.

"Yârin dudağından getirilmiş
Bir katre âlevdir bu karanfil,
Rûhum acısından bunu bildi!" dedi ahmet haşim gözlerime, gönlümde duydum. ben bir pembe karanfilde kayboldum.

"İçmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?" dedi ahmed arif. gülümsedim, ben bir çift gözün hayalinde kayboldum.

"Mutlu olmak varken bu dünyada,
geceler geldi dayandı kapımıza,
olduk acımızla sarmaş dolaş,
bekledik düşümüzle koyun koyuna." dedi a.kadir. düşündüm uzun bir zaman. başımı salladım sonra. önce sağa sola, sonra yukarı aşağı. ben o gecelerde kayboldum.

"ak bir yaban güvercini
gibiydin aşk
vişnelere
bulaştın kirlendi beyazın.

takılamayan
telli duvak

verilemeyen mendil

düşlerde
kaldın. " dedi behçet aysan. ben hep düşlerde kayboldum.
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:53 pm

Senin olmadigin bir sehirde...
Yangini olmadigin bir kalpte...
Nefesi olmadigin bir bedende...
Hayat devam ediyor !!!
Sadece yasadigindan ve yasattigindan ibarettir hayat !!!
Her biten gün basliyacak yeni bir günün habercisidir !
Tipki sevdalar gibi...
Biri gelir...Biri gider...
Gelen gideni aratir derler ama ...Gelen gidenden daha yürekli cikar !!!

Ben günesi umutla ugurluyorum ki geceye,umutlarimla tekrar dogsun diye !!!
Seni gözyaslarimla birlikte akan nefretimle ugurladim!
Her damlada haketmedigin beni ve benligimi senden geri alabileyim diye !!!!

Birdaha dönme diye.......
Dönmeyi düsünme diye.......
Döndügünde beni degil
nefrete susamis gözlerimi görecegini bil diye.......
Kavra...düsünme...niye diye sorma diye....

Bedenim sensizde nefes alicak !!!!!
Dünya sensizde dönecek ...dönecek unutma !!!
Ve yüregine...ellerine...gözlerine söylüyorum
dinle...

n.e.f.r.e.t.i.m.s.i.n...
Oysa ki.....
n.e.f.e.s.i.m.d.i.n !!!!
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞiiR ArşiviM :) Empty Geri: ŞiiR ArşiviM :)

Mesaj tarafından *MiLL Ptsi Nis. 06, 2009 6:54 pm

Zaman şimdi eski yaralara mazi rengi tütün basma zamanı,
Şimdi veda ederken uzatıp elini sıkamadığım elimin tersiyle gözyaşımı silme zamanı.
Şimdi tüm duaların kabulü için derin bir aşkı adak edip maziye,
BEDENİMİ UNUTMALARA SUNMA ZAMANIDIR!...
*MiLL
*MiLL
Yönetici Admin
Yönetici Admin


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

1 sayfadaki 2 sayfası 1, 2  Sonraki

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz